29 Temmuz 2010 Perşembe

personna non grata

"personna non grata" diplomatik bir terim, latince istenmeyen adam.
nedense çok severim bu terimi. istenmeyen adam olasım da gelir bazen. aslında baya güzel olurdu; "personna non grata" olsam en azından bir sıfatım olurdu, vasıfsız olmazdım ya da arada kalmazdım.. anlamı hoş olmasa da söylenişi yazılışı güzel..

26 Temmuz 2010 Pazartesi

teras güzeldir..

o kadar güzel oluyor ki son zamanlarda arkadaşlarımla evde buluşmalar. İstanbul'un ortası sayılacak bir semtte terasta oturup -muhabbet etmek,mangal yapmak ya da çay içmek ya da çiçek ekmek ve tavuk yemek- bizde tatildeymişiz izlenimi yaratıyor, sanki başka bir şehirdeyiz, bir tatil beldesindeyiz gibi.. ertesi gün işi olan da var sınavı olan da hiç bir işi olmayan da ama o an başka bir şey düşünülmüyor. kimse hayatın somut yönlerini düşünüp dertlenmiyor, duygusal konular açılıyor konuşulan herşey keyif veriyor bize, dertlenmek bile güzel oluyor terasta :) mutlu ediyor beni bu buluşmalar. dinlendiriyor da..
teras güzel tamam da biz de ayrı güzeliz be ya :)
ee tabi beklediğimiz bir kaç insan daha var onlar da güzeller çünkü..

7 Temmuz 2010 Çarşamba

unutmamak için..

"öyle geçerdik ki kaldırımları sanki bu düşenler biz değiliz!"
trt'deki yeditepe istanbul adlı dizide uğur polat'ın canlandırdığı ali karakteri eski bir fotoğrafın arkasında okumuştu galiba bu sözü.. çok beğenmiştim.. hep hatırımda kalacak sanmıştım o zamanlar. ama unutmuşum da geçen gün gördüm bir yerde de aklıma tekrar geldi. unutmayayım diye yazıyorum buraya. unutursam da görüp gene hatırlmak için..