23 Aralık 2011 Cuma

..

ÖNDEYİŞ


Bedenim üşür, yüreğim sızlar.
Ah kavaklar, kavaklar...

Beni hoyrat bir makasla
Eski bir fotoğraftan oydular.

Orda kaldı yanağımın yarısı,
Kendini boşlukla tamamlar.

Omuzumda bir kesik el,
Ki durmadan kanar.

Ah kavaklar, kavaklar...
Acı düştü peşime ardımdan ıslık çalar.

Metin ALTIOK

21 Aralık 2011 Çarşamba

Garıp haller. 22.53 mü 22.54 mü karar versek rahatlarız diye düşündüğümüz anlar! Belki "imdat" dicem. Fotokopiler var. Pesinden uzayan süreler..

19 Aralık 2011 Pazartesi

sweet dreams

"birimiz vazgeçilmezini bulduğu gün diğeri yalnız kalacak. yalnız kalırken en güzel oyunculuğu ile en anlayışlı tavrını takınacak." dedi.

"o kesin ben olurum.
aslında kimse vazgeçilmez değil, olmamalı.
vazgeçilmez sandığın da gider, gidecek, gitti."
diye geçirdi aklından ama sadece "haklısın" diyebildi. başka da bi şey söylemek istemedi bu sefer. sanki her söyledği aleyhine kullanılacakmış, ertesi gün yüzüne vurulacakmış gibi gibi hissetmeye başlamıştı. sustu. dönüp, uyudu ya da uyuyormuş gibi yaptı.

11 Aralık 2011 Pazar

sinir bozukluğu kahkahaları ile artık ayrıldık genelde kahkaha attığını duyduğumuz evden..

8 Aralık 2011 Perşembe

ırak

akrabalıkları sevmem. zor gelir. varlıklarını da gidişlerini de.
en çok da habersiz ve yersiz gidişler. o pis gidişler..
zaten kolay bir hayatın yoktu, çok fazla sorumluluk, seni asla anlayamayan insanlar, hatta hiç kimseyi anlayamayanlar. sen de onlar gibi oldun sonra. en son sana kızdığımı hatırlıyorum. bi de gelmeyişlerimizi. galiba hayatımdaki ikinci büyük keşkem bu, bi tek o gidişlerin geri dönüşü yok!
bu çok fazla oldu, hiç yakışmadı bu şekilde olması. uzakta, tek başına. kimsesiz. böyle olmaz sanırdım ben. oldu. üzgünüm.
uzakları sevmem.

6 Aralık 2011 Salı

beklemek çaresizce beklemek zorunda olmak. en kötüsü. tamda bu bekleyiş anında fark ediliyor neyin gerçekten değerli olduğu, yıllarca neden yaşadığın, yaşarken kimin sana değer ve emek verdiği, en çok kimin emeğine ihtiyaç duyduğun.

o sona doğru giderken yanından kopamamak ama yanında da o sonu düşünmekten vazgeçememek. zekasını gördükçe bunun bir hata olması gerektiğine iyice inanarak ama bi sesle hemen gerçeğe dönerek beklemek, ellerin açık, ellerin boş, çaresiz, inanarak..

....yo

4 Aralık 2011 Pazar

anlamaya çalıştığımız konular var, anlayamayacak olduğumuz duygular. gerçekten üzgünüz sanıyoruz ama geçiveriyor hemen bir başka haberle unutuyoruz üzüldüğümüz konuyu e malum hayat devam ediyor.

hayat devam ederken de şaşırtmaya devam ediyor, eskiler de en az yeni olan şeyler kadar şaşırtabiliyor. ama en acısı insanın kendisine şaşırması oluyor. neyi neden yaptığını bilemediğim anlardan sonra geri dönüp baktığımda şaşırırım ben hep, sonra da düşünceler başlar acaba ne düşündü, ne düşündüler, çok mu saçma oldu?..

başkalarının dertleri hele ki hiç tanımadığın insanların dertleri kimi zaman çok üzer adamı, öldürülen kadınlar, evi yıkılan insanlar, haksız yere aylarca tutuklu kalanlar, aç kalanlar.. ama hayat devam ediyor, hayat devam ediyor diye kızgınım ben galiba, durmalı bir şeyler ve yoğunlaşamalıyız bazı noktalara yoksa unutyoruz, bu kabalıkta bu pis hafızalarda unutup gidiyoruz, en yakın arkadaşının daha geçen gün bahsettiği mevzudan tüm dünyayı ilgilendiren krizlere kadar herşey gidiyor aklımızdan önceden duyduğumuz bir haber bir konu gibi kalıyor hafızada.

zaten ben artık okuduğum kitapların, izlediğim filmelerin konularını, sonlarını unutuyorum. mutlaka bir sahne, bir cümle bir olay ya da bir karakter kalıyor aklımda ama konu genelde kayboluyor gidiyor. belli ki hafızamda bir sorun var benim.

kitabın konusunu bir daha hiç hatırlamayacak kadar ciddi şekilde unuturken ben, uzaklardaki insaların dertlerini o kadar da gerilere atamıyorum, hayatımın merkezine de koyamıyorum..

ve işte tam da o anda keşke tamamen unutsam diye düşünüyorum. merkezde olamıyorlar ama asla merkezin çevresinden ayrılmıyorlar her an merkeze girecek gibiler, bir şey engelliyor onları mesela akşam gideceğim bir oyun ya da bir kutlama yemeği. o kutlamaya yanımda götürüyorum aç çocukları, onlar bir süre sonra orada da doyamaycaklarını anladıklarından mıdır bilinmez gidiveriyorlar, kutlamanın sonuna kadar hatta belki bir kaç gün daha ben bi daha düşünmüyorum onları o sırada doyup doymadıklarını bilmiyorum. halbu ki vicdanımı doyurayım diye almıştım onları da yanıma, konuşmuştum bir çok kere onlar hakkında, imza bile vermiştim favayı yemeden hemen önce.