20 Haziran 2011 Pazartesi

RESET

insanın elinin ayağının boşaldığı anlar vardır ya! hani ne yapacağını bilemediğin karnına ağrıların girdiği anlar!!! buna tek bir insan sebep olabilir bazen, bazen de tek bir görüntü tek bir söz tek bir fotoğraf yeterli olur..

sonra akılda tek bir cümle kalır "sen acısını çektin! bak kaymağını başkası yiyor.." bunu diyen de sendendir. o da sütü kaynatmış ama kaymağı başkasına bırakmış bir kadın.. daha 2 gun önce onunda karnına ağrılar girmiş! beyni patlamıştır duyduklarından gördüklerinden belki de.

biz böyle olacağınu bilmiyorduk ekonomi dersine çalışırken.. 2 adam telefonda konuşurken hoşumuza bile gitmişti belki.. hep böyle olacak sandık.. şimdi pişman olduğumuz anlar çok..

karşında söylenenler acı vermeyip ego okşuyor olsa da gördüğün bir resim asla aklından silinmeyecek bir kareye dönüşüyor.. işte o zaman kafanda garip şarkılar.. huysuzluklar bazı tatlılıklar ve aşılan tabular! ve "Dünyada olmak acıdır. öğrendim." (b. matur)

2 Haziran 2011 Perşembe

yalnız değiliz

"maveraünnehir nereye dökülür?" cümlesini her duyduğumda annemi hatırlarım. ece ayhan'ın meçhul öğrenci anıtı adlı şiirinde geçer bu cümle.. devlet dersinde öldürülen her arkadaşımız her kardeşimiz için tekrar tekrar hatırladığımız ve ne kadar güzel olsa bile bize bu kadar anlamlı gelmesinden yorulduğumuz bu şiir..

annemi hatırlatır ve ben gurulanırım küçük yaştan beri böyle şiirleri kulağıma dolduran bir annem olduğu için.. kulağıma doldurulan şiirlerden bir diğeri olan "dağlarına bahar gelmiş memleketimin" dizesi ve devamı... en sevdiğim oldu ileride bu dizelerin sahibi.. sevgimi öfkemi onunla anlatmaya başladım ben de..

bu gün 2 haziran! ben neredeyse her gün her duygumla ansam da, bu gün hatırlamamak olamazdı "ahmed arif" ve devamında eklememek kaçınılmaz hasan hüseyin şiirini "haziranda ölmek zor"

küçük yaştan beri kulağımı şiirlerle doldurdu aslında şiir sevmeyen annem. yazar adları bizim tarihimizin önemli adları, zamanları ile romanları ile şarkıları ile de.. ben şanslı bir çocuk oldum, evinde kitapları olan bir çocuk oldum.. küçük yaşta duyarlı oldum yaşıtlarım sokağa inmeye başladığında ben sokaklardan çekilmeye başladım.. herkesin yeni farkettiği yasakları ben daha nüfüs cüzdanım çıkarılırken yaşadım.. duyarlı ve demokrat olmaya çabalayanlara karşı ondandır benin bu kibrim, ondandır sanki bu halk ilk kez baskı görüyor gibi isyan edenlere karşı sinirim..

bu kibir ve sinir de benim yeni hatalarım olsun şu hayatta.. bunları aşıp, kabuğumu kırmak isterim ben de..


Bu, ne ayıp, ne de yasak,
Öylece bir gerçek, kendi halinde,
Belki, yaşamama sebep...

hava nasıl oralarda?

son zamanlarda çok sık rüya görüyorum ve yoğun olarak aynı insanı görüyorum, olaylar farklı ama insan baki. belki bir daha onu göremeyeceğim için rüyalarla avunabileyim diye bilinçaltım bana süpriz yapıyordur.. sağolsun pek düşünceli..

sen her gece rüyalarımda gelip bana ağlıyorsun,
bense bir türkü tutturmuş gece gündüz söylüyorum,
gelip beni dinliyor musun?


edip akbayram benim çocukluğumda en çok duyduğum ve alışkın olduğum şarkıcılardan biri, ama daha şimdi yıllarca dinlediğim bu şarkısı bana garip bir şekilde anlamlı gelmeye başladı..

şarkıyı kafamda döndürmeye devam ettikçe her sözünü tekrar tekrar sevip tekrar tekrar anlamlı buluyorum. bu şarkı çok değerli çok anlamlı demek değil amacım ama sanki bu şarkı benim için iletişim aracı oldu..

"bildiğim pek çok doğru var, gittiğim bir tek yolum var"